Ü

übbehet (A.) [ ابهت ] ululuk.
übüvvet (A.) [ ابوت ] babalık.
ücret (A.) [ اجرت ] hizmet karşılığında verilen para.
ücûr (A.) [ اجور ] ücretler.
ücûrât (A.) [ اجورات ] ücretler.
üdebâ (A.) [ ادبا ] edipler.
üf’ûle (A.) [ افعوله ] .görev, fonksiyon.
üf’ûlevî (A.) [ افعولوی ] görevle ilgili, fonksiyonel.
üftâde (F.) [ 1 [ افتاده .düşmüş. 2.düşkün. 3.aşık. 4.zavallı.
üftâdegân (F.) [ 1 [ افتادگان .düşmüşler. 2.düşkünler. 3.aşıklar. 4.zavallılar.
üftânühîzân (F.) [ افتان و خيزان ] düşe kalka.
üfûl (A.) [ 1 [ افول .batış. 2.ölüm.
ükül (A.) [ 1 [ اکل .meyva. 2.azık. 3.zeka.
ülfet (A.) [ 1 [ الفت .dostluk. 2.kaynaşma. 3.görüşme, konuşma.
ülfet etmek 1.dostluk kurmak. 2.kaynaşmak, alışmak. 3.görüşmek, konuşmak.
ümem (A.) [ امم ] ümmetler.
ümenâ (A.) [ امنا ] güvenilir kişiler.
ümerâ (A.) [ امرا ] emirler.
ümîd (F.) [ اميد ] ümit, umut.
ümîd etmek umutlanmak.
ümîdbahş (F.) [ اميدبخش ] ümit verici.
ümîdbahşî (F.) [ اميدبخشی ] ümit verme.
ümîdvâr (F.) [ اميدوار ] ümitli.
ümîdvârî (F.) [ اميدواری ] ümitli olma.
ümm (A.) [ ام ] anne, ana.
ümmehât (A.) [ 1 [ امهات .anneler. 2.temeller, esaslar.
ümmet (A.) [ امت ] ümmet, bir peygambere bağlı olanlar.
ümmîd (F.) [ اميد ] ümit.
ümmiyyet (A.) [ اميت ] ümmîlik, hiç okuma yazma bilmeyen.
ümmülbilâd (A.) [ ام البلاد ] Mekke.
ümmülkitâb (A.) [ 1 [ ام الکتاب .Fâtiha sûresi. 2.levhimahfuz.
ümmülkurâ (A.) [ ام القرا ] Mekke.
ümrân (A.) [ عمران ] bayındırlık, kalkınma.
ünâs (A.) [ اناس ] halk.
ünbûbe (A.) [ 1 [ انبوبه .boru. 2.kılcal damar.
üns (A.) [ انس ] alışma.
ünsiyyet (A.) [ انسيت ] alışma.
ünsiyyet kesb etmek alışmak.
ünûset (A.) [ انوثت ] dişilik.
ürcûfe (A.) [ ارجوفه ] yalan dolan, uydurma söz, martaval.
üryân (A.) [ عریان ] çıplak, anadan doğma.
üsbû’ (A.) [ اسبوع ] hafta.
üsbû’î (A.) [ اسبوعی ] haftalık.
üserâ (A.) [ اسرا ] tutsaklar, esirler.
üskuf (A.) [ اسقف ] papaz.
üslûb (A.) [ اسلوب ] anlatım tarzı.
üss (A.) [ 1 [ اس .üs. 2.esas.
üssülesâs (A.) [ اس الاساس ] asıl, temel.
üstâd (F.) [ 1 [ استاد .üstat. 2.profesör. 3.usta.
üstâdâne (F.) [ استادانه ] ustaca.
üstâdî (F.) [ 1 [ استادی .ustalık. 2.üstatlık.
üstûr (F.) [ استور ] binek ve yük hayvanı.
üstûre (A.) [ 1 [ اسطوره .efsane. 2.uydurma söz.
üstühan (F.) [ استخوان ] kemik.
üstüre (F.) [ استره ] ustura.
üstüvâne (A.) [ استوانه ] silindir.
üstüvâr (F.) [ 1 [ استوار .sağlam. 2.güvenilir.
üstüvârî (F.) [ 1 [استواری .sağlamlık. 2.güvenilirlik.
üştür (F.) [ اشتر ] deve.
üştürban (F.) [ اشتربان ] deveci.
üştürdil (F.) [ اشتردل ] kinci.
üştürhâr (F.) [ اشترخار ] deve dikeni.
üzn (A.) [ اذن ] kulak.